SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-EZAN

<< 361 >>

باب: رفع الصوت بالنداء.

5. YÜKSEK SESLE EZANOKUMAK

 

-وقال عمر بن عبد الغزيز: أذن أذانا سمحا، وإلا فعتزلنا.

Ömer İbn Abdilaziz şöyle demiştir: "Name yapmadan doğru dürüst ezan oku! Yoksa müezzinlik makamını terk et bizden ayrıl !

 

حدثنا عبد الله بن يوسف قال: أخبرنا مالك، عن عبد الرحمن بن عبد الله بن عبد الرحمن بن أبي صعصعة الأنصاري، ثم المازني، عن أبيه أنه أخبره: أن أبا سعيد الخدري قال له: إني أراك الغنم والبادية، فإذا كنت في غنمك، أو باديتك، فأذنت بالصلاة فارفع صوتك بالنداء، فإنه: (لا يسمع مدى صوت المؤذن، جن ولا إنس ولا شيء، إلا شهد له يوم القيامة).قال أبو سعيد: سمعته من رسول الله صلى الله عليه وسلم.

 

[-609-] Abdurrahman bin Abdullah bin Abdirrahman bin Ebî Sa'sa'a el-Ensarî el-Mazini babasından, Ebu Saîd el-Hudri'nin ona şöyle haber verdiğini nakletmiştir: "Senin koyunları ve çöl'ü sevdiğini biliyorum. Koyunlarının yanında olduğun zaman veya çölde bulunduğun an, namaz için ezan okuyup da ünlenirken, yüksek sesle oku! Çünkü müezzinin sesini duyan bütün cinler, insanlar ve her şey kıyamet günü onun için şahitlik edecektir."

 

Ebu Saîd "Bu sözü Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den işittim" demiştir.

 

Tekrar: 3296, 7548.

 

 

AÇIKLAMA:     (Ömer İbn Abdilaziz şöyle demiştir) İbn Ebî Şeybe Ömer ve Saîd İbn Ebî Huseyn kanalıyla bu rivayeti senediyle birlikte şu şekilde nakletmiştir: "Müezzinin biri ezan okudu. Ancak ezanı nameli ve şarkı söyler gibi okudu. Bunun üzerine Ömer İbn Abdilaziz 'Name yapmadan ezan oku! Yoksa müezzinlik makamını terk et! dedi." Öyle anlaşılıyor ki, Ömer İbn Abdilaziz, name yüzünden müezzinin huşû'unu yitirmesinden endişe ettiği için böyle demiştir. Yoksa onun sesini yük­seltmesini yasaklamamıştır.

 

(yüksek sesle oku) Bu ifade ezanın, ashâb-ı kiram arasında yerleştiğini gös­terir. Çünkü Ebu Saîd ezan okumaktan bahsetmemiş, sadece karşısındakinin sesini yükseltmesini belirtmekle yetinmiştir. Râfiî bu hadisten yola çıkarak tek başına bulunan kimsenin namaz kıİmak istediği zaman ezan okumasının müs-tehap olduğu sonucuna varmıştır. Şafiî mezhebinde de tecih edilen görüş budur. Bu hüküm, ezanın namaz vaktinin bir gereği olduğu esasına dayanmaktadır.

 

Ezanın cemaati namaza çağırmak için din tarafından öngörüldüğünü belirtenler ise bu esasa dayanarak tek başına namaz kılacak kimsenin ezan okumasının müstehap olmadığını söylemişlerdir. Bazı âlimler ise, cemaatle namaz kılmayı hedefleyenler ile bunu hedeflemeyenler arasında ayrıma giderek hüküm ver­mişlerdir.

 

Hadisten Çıkarılan Sonuçlar

 

1- Müezzinin kendisine şahitlik edecek kimselerin artması için yüksek sesle ezan okuması müstehaptır.

2- Özellikle de fitne dönemlerinde hayvancılıkla uğraşma ve çöl hayatı ya­şama sevgisi selef-i sâlihîn amellerinden biridir.

3- Çöl hayatı sürmek, bedevilerle birlikte olmak, onlarla aynı şartları pay­laşmak, katılığa yol açmayacağından emin olmak ve bilgi sahibi olmak şartıyla caizdir.

 

4- Çölde dahi olsa, hiç kimsenin kendisiyle birlikte namaz kılmaya gelme ih­timali bulunmasa bile tek başına olan kimsenin ezan okuması menduptur. Çün­kü böylece her ne kadar namaz kılacak kimseleri çağıramasa da, diğer varlıkların kendisine şahitlik etmesini sağlamış olur.